top of page

Cumhuriyetin Işığında Yurttaşlık Erdemleri;

ree


102 Yıllık Bir Yolculuk ve Geleceğe Bırakacağımız Sözümüz...


Cumhuriyetin Işığında Yurttaşlık Erdemleri;

102 Yıllık Bir Yolculuk ve Geleceğe Bırakacağımız Sözümüz...

 

Mustafa Kemal, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı,

TBMM,

29 Ekim 1923, Ankara...

Cumhuriyet İlan Edildi!...

 

Bir ulus, küllerinden yeniden doğarken yalnız bir yönetim biçimini değil, bir “yaşam felsefesini” de ilan etti. Cumhuriyet, yalnızca bir tarihsel dönüm noktası değil; “erdemlerle yoğrulmuş bir bilinç devrimidir”. Bu devrimin temelleri, bireyin aklına, vicdanına ve sorumluluğuna duyulan güvenle atılmıştır.

 

Bugün, 102 yıl sonra, Yurttaş Derneği olarak bizler, bu emaneti sadece kutlamakla kalmıyor, “yeniden anlamlandırma” sorumluluğunu da taşıyoruz. Cumhuriyet, yalnız bir rejim değil, “ahlakın, bilimin, bağımsızlığın, adaletin, kararlılığın, demokrasinin, gelişimin, şeffaflığın, çevre duyarlılığının ve sürdürülebilirliğin” ortak dilidir.

 

Bu erdemler, çağdaş yurttaşın hem vicdanını hem de aklını besleyen ana damarlardır.

 

Ahlak: Cumhuriyetin Vicdanı

 

Atatürk’ün “Benim ahlak anlayışım, millet sevgisine dayanır” sözü, Cumhuriyet ahlakının en saf tanımıdır.

 

Cumhuriyet’in temeli, toplumsal düzenin korkuyla değil “vicdanla”, itaate değil “sorumluluk bilincine” dayandığı bir ahlak anlayışıdır.

 

Bugün yurttaşlık, yalnızca hak talebi değil; “erdemli davranışın sürekliliği” demektir. Toplumun ortak iyiliğini gözeten, başkasının hakkına saygı duyan, yolsuzluğu ve çıkarcılığı reddeden her birey, Cumhuriyet’in ahlaki mirasına sahip çıkar. Çünkü Cumhuriyet ahlakı; “ben” ile “biz” arasındaki dengeyi kurar.

 

Bilimsellik: Akıl ve Gerçeğin Yolunda

 

Cumhuriyet’in doğuşu, bilimin rehberliğinde bir aydınlanma hareketidir.

Atatürk devrimleri”, birer siyasi hamle değil, “bilgiye dayalı dönüşüm projeleridir”. Harf devrimiyle başlayan okuryazarlık seferberliği, kadın erkek eşitliğini savunan yasalar, eğitimde laik ve çağdaş çizgi… Hepsi bilimin ışığıyla inşa edilmişti.

 

Bugün Yurttaş Derneği olarak bizler, bilimselliği yalnız akademik bir ilke değil, “doğruyu arama yöntemi” olarak görürüz.

 

Bilim, bir yurttaşın eleştirel düşünme yeteneğidir. Bilim, hurafenin değil, gerçeğin yanındadır. Cumhuriyet, bu yüzden sonsuza kadar “fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür” bireylerin rejimidir.

 

Bağımsızlık: Özgürlüğün Şartı

 

Cumhuriyet’in ilk nefesi “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” sözüyle yankılandı. Bu, yalnızca siyasi bir beyan değil, “insanın kendi kaderini tayin hakkının ilanıydı.” Bağımsızlık, toprağın değil, zihnin özgürlüğüdür.

 

Atatürk’ün “Tam bağımsızlık, ekonomik bağımsızlıkla mümkündür” uyarısı, bugün hâlâ en güncel gerçeğimizdir.

 

Ulusların ve bireylerin bağımsızlığı, düşünce üretme, bilgi geliştirme ve kendi kaynaklarını adil biçimde yönetebilme gücüyle mümkündür.

 

Kültürel bağımsızlık da bu zincirin halkalarından biridir: kendi dilinde düşünebilen, kendi sanatını üretebilen, kendi değerleriyle evrensel olabilen bir toplum… İşte Cumhuriyet budur!..

 

Adalet: Cumhuriyetin Temel Direği

 

Cumhuriyet, adalet olmadan yaşayamaz. Adalet, yalnızca mahkeme salonlarında değil, “her yurttaşın vicdanında” inşa edilmelidir. Atatürk’ün ifadesiyle: “Adalet gücü bağımsız olmayan bir milletin, devlet halinde varlığı kabul olunamaz”.

 

Adalet, eşitliğin fiile dökülmüş hâlidir.

Cinsiyet, inanç, düşünce veya köken fark etmeksizin her bireyin onuru ve hakkı aynı ölçüde korunmadıkça Cumhuriyet eksik kalır.

 

Bugün adalet, yalnız hukukta değil; eğitimde fırsat eşitliğinde, gelir dağılımında, doğaya ve hayata yaklaşımda da aranmalıdır. Gerçek adalet, yaşamın bütün katmanlarında “denge ve hakkaniyet” demektir.

 

Kararlılık: Devrimin Sürekliliği

 

Cumhuriyet, bir defalık bir kazanım değil, “her nesilde yeniden savunulması gereken bir idealdir”.

 

Kararlılık, bu ideali ayakta tutan iradedir.

Zorluklar, ekonomik krizler, toplumsal gerilimler, karanlık dönemler… Cumhuriyet, bütün bunları kararlılıkla aşmıştır.

 

Çünkü Cumhuriyet insanı, “umutsuzluğa yer olmadığını” bilir.

 

Kararlılık, geçmişe kör bağlılık değil, geleceğe bilinçli yürüyüştür.

Bugün Yurttaş Derneği olarak bizler, bu kararlılığı yalnız bir savunma refleksi değil, “yenilik üretme cesareti” olarak anlıyoruz.

 

Cumhuriyet’in ruhu, durmakta değil; “sürekli ileri gitmektedir.”

 

Demokrasi: Katılım Kültürü

 

Cumhuriyet, halkın yönetime katılımının önünü açtı; fakat demokrasinin özü yalnızca sandık değildir.

 

Demokrasi, “gündelik hayatta eşit söz hakkı”, “örgütlü yurttaş bilinci” ve “karar süreçlerine katılım iradesidir”.

 

Atatürk, “Demokrasi kültürle yaşar” derken, yurttaş olmanın sorumluluğuna işaret ediyordu. Gerçek demokrasi, fikir çeşitliliğini tehdit değil, “zenginlik” olarak görebilmektir. Yurttaş Derneği’nin hedefi de tam budur; bireylerin düşüncelerini özgürce ifade edebildiği, ortak aklın işlendiği bir toplum inşa etmek.

 

Bugün 102. yılda Cumhuriyet, bize bir kez daha soruyor:

Katılımcı, eleştirel, dayanışmacı bir demokrasiye ne kadar yakınız?

Cevap, hepimizin kalbi derinliklerinde şekillenecektir.

 

Gelişim: Değişimle Büyüyen Ruh

 

Cumhuriyet, durağanlıkla değil, “sürekli yenilenmeyle” yaşar.

Atatürk’ün “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir” sözü, aslında gelişimin rehberliğini tanımlar. Toplumların ve kurumların büyümesi, değişime direnmekle değil, onu “doğru yönetmekle” mümkündür.

 

Bugünün dünyasında gelişim; dijital dönüşümden kültürel yenilenmeye, sanattan bilime kadar her alanda çağın gereklerini anlamaktan geçer.

 

Ancak bu gelişim, yalnız teknolojik değil; “insani ve toplumsal bir ilerleme” olarak yaşandığında anlam kazanır.

 

Yurttaş Derneği’nin vizyonu, bu bütüncül gelişim anlayışının çağdaş bir temsilidir.

 

Şeffaflık: Güvenin Temeli

 

Cumhuriyet, halkın iradesine dayanır; bu irade “bilgiye erişim” ve “hesap verebilirlik” olmadan var olamaz.

 

Şeffaflık, güvenin diğer adıdır.

 

Kurumların, yöneticilerin, sivil toplumun ve bireylerin hesap verebilir olması, demokrasinin sigortasıdır.

 

Bugün şeffaflık yalnız yönetimde değil, toplumsal ilişkilerde de bir gerekliliktir. Yalanın, manipülasyonun, çıkarcılığın arttığı bir çağda, “doğruyu açıkça söyleyebilmek cesaret işidir”.

 

Cumhuriyet yurttaşı, hakikatin yanında durmaktan korkmaz; çünkü bilir ki “karanlık, aydınlığın yokluğu değil, sessizliğin sonucudur”.

 

Çevre: Yeryüzüne Karşı Sorumluluk

 

Cumhuriyet, “yurtta barış, dünyada barış” ilkesiyle insan merkezli bir barış anlayışı getirdi. Bugün bu anlayış, doğayı da kapsamak zorundadır.

Çevre, yalnız bir ekosistem değil; “gelecek kuşaklara bırakacağımız mirastır”.

 

Ormanlarımız, sularımız, topraklarımız, yalnız ekonomik kaynak değil; “ulusal varlığın parçalarıdır”.

 

Yurttaşlık, doğaya zarar vermemekle değil; onu “koruyup onarmakla” tamamlanır. Cumhuriyet’in 102. yılında çevre bilinci, bağımsızlığın yeni biçimidir: dışa bağımlı enerji sistemlerinden kurtulmak, yerli üretimi doğayla uyumlu hale getirmek, doğanın döngüsüne saygı duymak.

 

Sürdürülebilirlik: Cumhuriyetin Geleğe Uzanan Eli

 

Sürdürülebilirlik, yalnız çevresel değil; “kültürel, ekonomik ve ahlaki bir sürekliliktir”. Cumhuriyet’in temelinde, bir kuşağın değil, “sonsuz kuşakların refahı” vardır. Eğitimden tarıma, ekonomiden kent yaşamına kadar her alanda sürdürülebilir politikalar, Cumhuriyet’in devamlılığının teminatıdır.

 

Atatürk, 1923’te “Yalnız bir çağın değil, bütün çağların ihtiyaçlarını karşılayacak bir rejim kurduk” derken bunu öngörmüştü.

 

Bugün sürdürülebilirlik; geçmişin değerlerini korurken geleceğin yeniliklerini üretmektir. Bu denge, Cumhuriyet’in en olgun erdemidir.

 

Sonuç: 102 Yılın Ardından, Yeniden Yurttaş Olmak

 

Cumhuriyet, bir armağan değil, “bir görevdir”. Bu görevin adı, “erdemli yurttaşlık”tır. Ahlaklı, bağımsız, adil, kararlı, demokrat, gelişmeye açık, şeffaf, çevreye duyarlı ve sürdürülebilir bir toplum…

 

İşte Atatürk’ün “muasır medeniyet” hedefinin özü budur.

 

Bugün, Cumhuriyet’in 102. yılında, biz Yurttaş Derneği olarak bu ideali yalnız sözle değil, “eylemle” yaşatmayı taahhüt ediyoruz.

 

Her bir üyemiz, Cumhuriyet’in erdemlerini kendi yaşamında, işinde, çevresinde yeniden üretmekle sorumludur.

 

Çünkü Cumhuriyet, hepimiziz!

 

“Hepimiz birer yurttaşız”; geçmişin mirasçıları, bugünün taşıyıcıları, geleceğin kurucuları olarak.

 

“Yaşasın Cumhuriyet.”

“Yaşasın erdemli yurttaşın aydınlık yolu.”

“29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun.”

 

 

📜 Yurttaş Derneği adına;

Cumhuriyetin 102. Yılında, Yurttaşlık ve Değerlerimiz Üzerine Bir Düşünce Yazısı

Barbaros Şenbak

Yurttaş Derneği Başkanı

 
 
 

Yorumlar


bottom of page